Mustafa Sönmez
19.06.2010, Cumartesi
Ne diyorlardı , bakın: “İstanbul’un sadece tarihi birikimi ile değil, kültür sanat etkinlikleri ile de uluslararası arenada etkin tanıtımın yapılması sayesinde, gerçek bir kültürel deneyim yaşamak isteyen ziyaretçilerin İstanbul’a yönlendirilmesi ve ziyaretçilerin kentteki ortalama kalış sürelerinin uzatılması, hem İstanbul’un tanıtımına katkıda bulunacak hem de çeşitli ticari faaliyet kollarında daha fazla gelir elde edilmesini sağlayacaktır.Bu durumun sonucu olarak da İstanbul, ekonomik anlamda turizm hareketliliğinden daha fazla yararlanabilecektir.”
Peki ne oldu? Geldik yılın yarısına…İstanbul’un 2010 Avrupa Kültür Başkenti ilan edilmesinden beklenenlerin başında, 2010 Ajansı tarafından yukarıda ifade edilen turizm hareketinden daha fazla yararlanma hedefi, ilk 5 ay itibariyle bir fiyasko ile sonuçlanmış durumda. Çünkü, ülke genelinde turist girişi geçen yılın ilk 5 ayına göre yüzde 6’nın üstünde artarken İstanbul’da yüzde 5’in üstünde düşmüş durumda.
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün verilerine göre, ilk 5 aylar itibariyle 2010’da 2,4 milyona inen İstanbul’a turist girişi, 2009’a göre yüzde 5 düştü ve 130 bin kişi azaldı. İstanbul’a turist girişi 2008’in ilk 5 ayında 2,6 milyondu. Bu durumda 2 yıl öncesine göre de 200 bin gerileme var.
***
İstanbul’a, AB ülkelerinden turist girişinin azalması daha dikkat çekici. İlk sıradaki Almanya’dan yüzde 14’e yakın gerileme var. İngiltere’den de benzer oranda bir düşüş var. Fransa’dan gerileme yüzde 15, Hollanda’dan da yüzde 15’e yakın. Avusturya ve İsviçre’den de büyük oranlı düşüş gözleniyor. Buna karşılık önemli bir artış yüzde 21 ile Rusya’dan, daha çok da İran’dan; yüzde 36!... Japonya ve G.Kore’den girişler de dikkat çekici. Ancak toplamda, daha çok kültür turizmi için gelen AB kökenli turistlerde dikkat çekici bir azalma, hem de Avrupa Kültür başkenti yılında yaşanıyor. Eksen kaymasını Avrupalılar, herkesten önce mi algıladı bilinmez ama, bu tam bir fiyasko!...
Avrupa Kültür Başkenti kartının, daha çok turist girişinde kullanılamadığı çok açık. Nitekim 2010’un finansal tabloları, özellikle tanıtım konusunda başarısızlığı belgeliyor. 2010 Ajansı’nın, 2010 Nisan sonu verilerine bakılırsa, 325 milyon TL’si genel bütçeden aktarılmak üzere 344 milyon TL gelir toplanmış Ajansın kasasında. Sivil mali destek neredeyse sıfır!...Gelirin henüz, yüzde 56’sını oluşturan 195 milyon TL harcanmış. Araştırılsın, harcamanın çoğu, eş-dost firmalarından, cemaat çevrelerinden yapılan mal ve hizmet alımına çıkacaktır…
***
Harcamalar ne için yapılmış? Bugüne kadar harcamaların yüzde 32’si “Proje uygulamaları”na ayrılmış. Harcamalardan tanıtıma ayrılan tutar ikinci sırada ve 44 milyon TL ile yüzde 23 paya sahip. Yani, 344 milyon TL geliri olan Ajans, bunun ancak yüzde 12’sini tanıtıma harcamış. Tabii, tanıtım da nasıl bir tanıtım, ayrı tartışma konusu. Ama, görünen o ki, 2010 kartı bozuk para gibi harcanmakta, İstanbul’a daha çok geceleyecek, para harcayacak kültür turisti çekilememekte, bunun için etkin bir tanıtım da yapılamamış durumda. Ajans, gelirin yüzde 16’sını Kültür ve Turizm Bakanlığına kullandırmış. Yüzde 8 pay da Topkapı Sarayı’nın temizliğine ayrılmış. Çoğu, eş-dost, cemaat mensuplarından oluşan genel yönetim, harcamalardan yüzde 12 nasiplenmiş şimdiye kadar.
Nereden bakarsanız bakın, bu, tam bir başarısızlık, beceriksizliktir.
Başka bir izah tarzı varsa, birileri çıkıp açıklasın, biz de öğrenelim…