Sayfalar

12 Mart 2010 Cuma

IMF’yi Bırak, Sürünen Sektörlere Bak..

Mustafa Sönmez

12.03.2010, Cuma
Hükümet IMF atraksiyonlarıyla, ekonomik gündemi de sanal tartışmalara sürükleyedursun, reel sektörde, sanayi alanında başka bir gündem var. Olmak ya da olmamak gündemi…Tüketici enflasyonuna madde bazında baktığınızda, ya da çarşı-pazardaki beyaz eşya, mobilya, ev tekstili , giyim, otomobil vb.fiyatlarına baktığınızda, bu sektörler, bu kadar fiyat kırarak nasıl ayakta kalıyorlar sorusunu sormadan edemiyorsunuz.

Konfeksiyon, beyaz eşya, otomotiv, bilgisayar, elektronik sanayicileri, ev tekstilcileri , hatta inşaatçılar, turizmciler, ayakta kalabilmek için fiyat üstüne fiyat indirirken bu dampingli günlerin geçici olmasını umuyor, iç ve dış pazarların açılacağı, “normalleşmenin” yaşanacağı günleri bekliyorlar. AKP iktidarı, korku imparatorluğu icraatını ve entrikalarını “normalleşme” olarak yutturmaya çalışırken dampinge zorlanan sanayici, “bizde normalleşme ne zaman ?”, diye soruyor. Normalleşmeyi beklerken de içten içe eriyor ve Asya’nın ucuz ithalatı karşısında gardı düşüyor. Türkiye her gün biraz daha sanayisizleşiyor.

***

Hatırlayalım; Mart başında açıklanan tüketici enflasyonu Şubat ayı itibariyle , genelde yıllık yüzde 10,1 olarak açıklandı. Alt sektörler itibariyle bakıldığında ise ortalamanın altına inen, üstüne çıkanlar var. Yüzde 10’un çok üstüne çıkan gıda sektörü oldu; yüzde 15’e yakın artış…Alt ve orta sınıfı oluşturan yüzde 60’lık nüfus, harcamalarının yüzde 29’a yakınını mutfağa, gıda harcamalarına ayırıyor. Gıdada yıllık enflasyon yüzde 15’e yakın gerçekleşti ama, en çok tüketilen sebze, et, süt ve süt ürünlerinde fiyatlar yüzde 30-35 arasında arttı. En yakıcı zamlar ise dolaylı vergileri artırılan ve artışı yüzde 53’e yaklaşan içki ve sigarada yaşandı.

Gıda dışı sektörlerin ise süngüsü yerlerde. Son 12 ayda , artma ne kelime, birçok gıda dışı malın fiyatları sürünüyor. Mesela bilgisayar fiyatları yüzde 17, printer fiyatları yüzde 24 düşmüş. Beyaz eşyada tam alma, yenileme zamanı sanki: Buzdolabı, klima, çamaşır makinası, kombi, elektrikli süpürge fiyatları deflasyonda. Yani fiyatlar artmamış, tersine gerilemiş. Bulaşık makinası, otomobil, ev mefruşatı, halı, koltuk takımları, kanepe vb. fiyatları hep yerlerde…



Açık olan şu ki, reel gelirlerin azaldığı, işsiz sayısının resmen 3,5 milyona ulaştığı bir yılda, tüketici karşısında, malına zam yapma cesaretini ancak gıda üreticileri gösterebildi. Devlet de dolaylı vergi alma kararı verince içkide, iletişimde, tütünde, benzinde fiyatlar yüzde 30-40 arttı. Peki geri kalanlar? Otomotivciler, beyaz eşyacılar, giyimciler, ev tekstilcileri, turizmciler…hiçbiri fiyat artırmaya yeltenemedi. Zaten talep yoktu, bir de fiyat artırarak ne sonuç alacaklardı? İçeride artırılamayan fiyatlar ihraç pazarında hiç artırılamadı. Dışarıda da ciddi dampinglere gidildi ve yoksullaşarak ihracat yapıldı. Dampingli satışa mecbur bırakılan bir diğer sektör, turizmde yaprak dökümü başladı bile. En büyük turizm şirketlerinden Joy Grup piyasaya havlu attı.

Çoğu sektörde firmalar, fiyat artıramadı, ama zararı tamamen sineye çekmemek için, işçi çıkardılar, ücretlere de zam yapmadılar, zarar gösterip vergi vermediler…2009 böyle geçiştirildi. Peki 2010 ?

***

Önceki gün açıklanan sanayi üretim endeksi hiç umut vermiyor. Henüz bir toparlanma olduğuna dair belirti yok. Tüpraş, otomotiv sektörü, elektronik, bilgisayar, gemi inşaat, deri gibi sektörlerde, kriz öncesine (Ekim 2008) göre yüzde 20-30 dolayında üretimde azalma sürüyor. Bazı alt sektörlerde ufak iyileşmeler varsa da, o da stoka üretim için.

Lamı cimi yok, sanayi için deniz iyice tükeniyor…Fiyat kırarak ayakta kalmaya, sermayeden yiyerek günü kurtarmaya çalışan sanayi, yeniden tırmanan ithalatın-özellikle Asya’dan ucuz ithalatın altında eziliyor ve yeni bir sanayisizleşme dalgasının yıkıcı rüzgarı, özellikle mali gücü zayıf firmaları tasfiye etmeye başlıyor. Bankaların tahsili gecikmiş kredilerini takip etmeye başlayalım, bakalım ne manzaralar göreceğiz…

mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr
http://mustafasnmz.blogspot.com